“100’üncü yılımızda tek şeye ihtiyacımız var, çalışkan olmak”
Ender Yorgancılar / Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı
Kurtuluş Savaşımızla elde ettiğimiz askeri bağımsızlığı, ekonomik ve siyasi bağımsızlıkla taçlandırarak çağdaş dünya ligine çıkmamızı sağlayan, en eşsiz devrimimiz olan cumhuriyetimizin ilk yüzyılını tamamlamanın haklı gururunu yaşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılına ulaşması ülkemiz için büyük bir gurur ve memnuniyet kaynağıdır. Bu değerli dönüm noktasına tanıklık edebilmenin mutluluğunun yanı sıra, milletimiz adına da büyük bir esenlik duygusu hissediyorum.
Bundan tam 100 yıl önce 29 Ekim 1923’te tarihimize kazınan bu büyük devrim, hasta adam olarak anılan ve başta eğitim ve bilim olmak üzere birçok alanda dünyanın gerisinde kalan milletimize yeni bir kimlik kazandırdı. , küresel ligde hak ettiği yere geldi. Bu yeni cumhuriyet kimliği; Eğitimden adalete, bilimden kültür sanata, insan haklarından kadın-erkek eşitliğine ve çok daha fazlasına kadar insanlarımıza vatandaşlık ve toplumsal farkındalık aşıladı. Yok olduğu sanılırken kısa sürede küllerinden yeniden doğan bu cumhuriyetçi toplum, başarılarıyla uzun yıllar tüm dünyaya örnek gösterilen bir konuma ulaştı.
Bu eşsiz cumhuriyet devrimini tarihimize kazandırarak bizlere miras bırakan başta büyük cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm atalarımızı minnet ve gururla anıyorum. Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu dinamizmi nasıl yakalayacağımızın, nasıl koruyacağımızın formülünü bize bizzat veriyor. Şöyle diyor: “Dinlenmeden yürümeyi tercih edenler asla yorulmazlar. “Türk gençliği bu hedefe, yüksek idealimize yorulmadan, durmadan yürüyecektir.”
İhtiyacımız olan enerjiyi yerli kaynaklarla üretebilmeliyiz.
Bu yüzden cumhuriyet idealinin yolunda durmadan, dinlenmeden yürümek için motive oluyor ve çalışıyoruz. Bir günümüzü, bir saatimizi, bir dakikamızı bile boşa harcamayız. Atatürk’ün kalkınma yolu olarak bizlere emanet ettiği sanayi ve üretim görevimizi yerine getirirken, başardığımız her teknolojik yenilikte, aştığımız her zorlukta, ürettiğimiz her yerli ve milli eserde bu bilinç ve motivasyonla hareket ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında toplumumuzun her kesiminin hatırlaması gereken nokta budur.
Ancak Cumhuriyetimizin 100. yılında sosyal, siyasi, ekonomik ve kültürel boyutlarıyla elbette istenilen düzeyde olduğumuzu söyleyemeyiz. Daha yapacak çok işimiz, gidecek çok yolumuz olduğu aşikar. Ülkemizin bulunduğu coğrafyadan dolayı özellikle enerji, milli savunma, tarım ve gıda gibi sektörlerde tam bağımsız, kendi kendine yetebilen ve ihtiyaç fazlasını sürdürülebilir bir şekilde ihraç edebilen, üretime dayalı bir ekonomik şablona sahip olmamız gerekiyor. Böylece büyüme ve istihdam potansiyeli yaratılıyor. Özellikle dış güç kaynaklarına bağımlılığımız kronik bir cari açık yaratmakta ve maliyetleri uluslararası siyasi gelişmelere bağlı olarak oldukça değişken ve öngörülemez hale getirmektedir. Bunu önlemenin tek yolu, ihtiyacımız olan enerjiyi en azından kendi kendimize yetecek ölçekte yerli kaynaklarla üretmektir. Cumhuriyetimizin 100. yılında en değerli vizyonlarımızdan biri bu olsa gerek.
Türkiye Cumhuriyeti 100 yılda çok değerli bir noktaya, çok yüksek bir seviyeye ulaştı. 100. yılda yapmamız gerekenleri ortaya koyarken Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten ilham alıyoruz. Cumhuriyetin 10. yılında yaptığı konuşmada söylediği gibi, “Yaptıklarımızı hiçbir zaman yeterli bulamayız”, 100. yılda da aynı şeyi söylüyoruz: “Geçmişe göre daha çok çalışacağız. Daha az zamanda daha büyük işler başaracağız. Bunda da başarılı olacağımızdan şüphem yok.”
Çok değerli nesiller yetişti
Bu noktada cumhuriyetimizle gurur duyuyoruz. Kültür, sanat, spor, ekonomi gibi ilerlememiz gereken alanların yanı sıra genç girişimcilerimiz ve bilim adamlarımız arasında Atatürk’ün bize miras bıraktığı cumhuriyet ve medeniyet vizyonunun hakkını veren çok değerli nesiller yetişmiştir. onun ruhunu sevindir ve bizi gururlandır. Bilim adamlarımız DNA hücrelerini onarmanın yolunu bulurken, sanatçılarımızın performansları dünya çapında alkışlanıyor, kadın sporcularımızın gayreti, sportmenliği ve başarısı bizleri gururlandırıyor. Modern Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyonu ve mirası bu başarılarla ödüllendirilmektedir. Dolayısıyla cumhuriyetin 100. yılında geldiği noktayla ne kadar gurur duysak azdır. 21. yüzyıl ilerledikçe sahip olduğumuz nesillerin, Atatürk vizyonunun gerektirdiği bilince ve dinamizme sahip olduklarına yürekten inanıyorum. Ve dedemizin veciz bir sözünü de hatırlatmak isterim: “Tek bir şeye ihtiyacımız var, çalışkan olmak. Zenginlik ve onun doğal sonuçları, refah ve mutluluk, yalnızca çalışkan insanların hakkıdır.”
Atalarımızın yolunda şevkle çalışmaya devam edeceğiz.
Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünde, Büyük Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, cumhuriyetin kuruluşuna katkılarını, geçmiş yol arkadaşlarını, vatanı ve milleti için canlarını feda eden tüm kahraman şehitlerimizi ve kahramanlarımızı rahmetle anıyoruz. Cumhuriyetin 100. yılına giderken sağ salim şehit olduk. Kendisini rahmet ve minnetle anıyorum. Ve onlara şunu da vurgulamak isterim ki, Cumhuriyetimizin daha nice yüzyıllarca ayakta kalması için Dedemizin vizyonu ve yolunda şevkle ve güçle çalışmaya devam edeceğiz. Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlu olsun. Pek çok 100 yıl önce…